BİZE NEDEN GELDİNİZ DEĞİL NEDEN GEÇ KALDINIZ DİYORLAR 15.04.2015

TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, Kanal A ekranlarında Türkiye'nin Seçimi'ne konuk oldu. Başkan Çam, TİKA'nın faaliyetlerinden örnekler verdi ve TİKA'nın yükselişinin arka planındaki nedenleri anlattı.

KANAL A / 15 Nisan 2015 / Söyleşi: Fatin DAĞISTANLI

http://www.kanalahaber.com/haber/gundem/serdar-cam-bize-neden-geldiniz-degil-neden-gec-kaldiniz-diyorlar-227470/

Kanal A'da yayınlanan Türkiye'nin Seçimi'nde Fatin Dağıstanlı'nın ve Gazeteci-Yazar Celal Kazdağlı'nın konuğu olan TİKA(Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) Başkanı Dr. Serdar Çam, TİKA'nın faaliyetleri, Nuri Pakdil ile yaptıkları Kudüs ziyareti ve Paralel Yapı'nın yurtdışı faaliyetlerine dair dikkat çeken açıklamalar yaptı.

TİKA Başkanı Serdar Çam'ın konuşmasında öne çıkan satırlar:

Kazakistan'ın Türkiye için anlamı ne?

"Kazakistan aslında TİKA'nın ilk başlangıç noktasından birisi. TİKA 1992 yılında Orta Asya'daki kardeş ülkelere yardımcı olmak, Türkiye'nin kapasitesi ve imkânlarından istifade etmesi noktasında çalışmalar yapmak üzere TİKA kuruldu. Tabi o zaman ki şartlar ve şimdi ki şartlar kıyaslanmayacak boyutta farklıydı ama yine de bir kardeşlik hukuku çerçevesinde rahmetli Özal'ın talimatları ve bir kanun hükmünde kararname ile kurulmuş bir teşkilat. O günden bugüne tabi pek çok çalışmalar yapıldı. O zaman ki Orta Asya ülkeleri ile şimdi ki Orta Asya ülkeleri arasında ciddi değişiklikler var. Zenginleşmiş, güçlenmiş ve kendini ispat etmiş ülkeler konumundalar. Kardeşlerimizle birçok noktada ortak adımlar atmaktayız. Bunların başında akademik çalışmalar, sempozyumlar, çalıştaylar, kültürel faaliyetler geliyor. Aynı zamanda ortak tarihimize ait kazı çalışmaları ve restorasyon çalışmaları yer alıyor."

"Bugün baktığımızda 140 ülkede varız. Toplamda 5 kıtada. Latin Amerika üzerindeki ofislerimiz şu anda açılma aşamasında... 140 ülkede proje geliştiriyoruz. Pasifik adalarında, küçük ada devletlerinde olmak üzere hemen hemen her noktada bir talep geldiğinde simgesel de olsa az ya da çok bayrağımızı oraya dikme gayretini devletimizin bize sağlamış olduğu imkânlar çerçevesinde gösteriyoruz."

TİKA'nın yükselişinin arka planında ne var?

"Burada birçok etken var ancak öncelikle biz empati yapabiliyoruz. Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra çeşitli yardım kuruluşlarının ortaya çıktığını ve Türkiye'nin de bu kurumlardan yardım aldığını biliyoruz.  Süt tozundan pek çok ürüne kadar maalesef Türkiye o günleri yaşadı. Dolayısıyla zorlukları bilen yardım almanın psikolojisini gurur meselesini ve onur meselesini bilen bir ülkeyiz. Dolayısıyla belli ülkelere belli projeler geliştirirken empati yapma gücümüz çok fazla. Ancak geniş boyutlu baktığımızda bu bizim için yeni bir şey değil köklü bir tarihimiz var. Her alanda paylaşma kültürümüzün bir parçası... Hem İslam tarihinin hem de Türk tarihinin bu konuda müesseseleri var. Balkanlarda biz Bektaşi dergâhını açtığımız zaman orada sadece manevi Sufi bir çalışma değil aynı zamanda bir yardımlaşmanın da eserini görüyoruz."

Nuri Pakdil'in Kudüs ziyareti

"Nuri Pakdil'in Kudüs ve Filistin ziyaretinde duygu yüklü anlara şahitlik ettik. Özellikle kendisi adına açılan Nuri Pakdil Nablus Türk Kız Okulu'nun açılışında duygulandı gözleri doldu ve hepimizi duygulandırdı. Aksa'da Cuma namazı kılması çok anlamlıydı. Belki bugün için normal gelebilecek mesajlar olabilir ama özellikle 1968 yılında Yaser Arafat'ın bütün Filistinlilere bir gelecek vaat ederek, bir devlet oluşumu konusundaki hareketliliği başlattığında yanı dönemde de Nuri Pakdil Türkiye'deki gençliği hareketlendirdi ve Filistin davasını Kudüs davasını gönüllere yerleştirdi. Okulun açılışında da biz bunu ifade ettik. Nasıl ki siz burada siyasi bir hareket başlatmışsanız, Nuri Pakdil'de Türkiye'de sizin destekçilerinizin hareketini başlatmıştır. Onlar da tabi Nuri Pakdil'i tanımadıkları için duygulandılar. Ve saygıda kusur etmeyecek bir yaklaşımda bulundular. Nuri Pakdil TİKA'ya bir Kudüs gücü getirdi ve motivasyonumuzu yeniledi."

"Bize neden geldiniz değil neden geç kaldınız diyorlar"

"Önceden sömürülmüş yerlere gittiğimizde bize yöneltilen soru neden geldiniz değil. Neden geç kaldınız oluyor. Bugün Tanzanya'da irtibat ofisimizi daha yeni açıyoruz. Zanzibar'da açacağız, Komor Adaları değimiz okyanusun uç noktasında bulunan adalarda ofis açacağız inşallah. Sonuçta anlamlı tarihi bağlarımızı da bir şekilde yaşatacak. Bunun haricinde daha aşağılarda Namibya’da temsilciliğimiz var. Afrika aslında hep fakir olarak tanımlanıyor ama zengin Afrika'da var. Afrika'nın bazı bölgelerinde milli geliri Türkiye'nin üzerinde olan Afrika ülkesi de var. Ancak bunlara rağmen milli gelirde adaletsizlik olduğu için her noktada Türkiye'den ihtiyaç hissediyorlar. Elmas madenlerinin olduğu ancak çeşitli şirketlerin zenginleştiği ülkelerde biz yoların, hastanelerin olmadığı bölgeler için proje geliştiriyoruz."

TİKA Paralel Yapı'nın yurtdışı faaliyetlerini nasıl gözlemliyor?

"Daha düne kadar devletin her kademesinde başta hükümetimizin yetkilileri olmak üzere, bu yapının iyi çalışmalar yaptığını varsayarak, işte Türkçe öğretildiğini Türk okullarının açıldığını ve sosyal faaliyetlerin yapıldığı düşünülerek her alanda desteklendi. Ancak 17 Aralık'tan sonra görüldü ki, görüntü de başka bir çalışma arka planda başka bir çalışma yapılıyor. Birçok grup eğer bunlar Türkiye'ye düşmansa ve bu yönde faaliyetler gösteriyorsa bizim içinde düşmandır deyip gerekli adımları attılar. Aslında bu yapı içi kof bir yapı. Yani işte Türkçe öğretiliyor deniyor ama doğru dürüst bir Türkçe'nin öğretilmediğini hepimiz biliyoruz. Birkaç tane şiir ve şarkının ezberletilmesinin ötesinde... Tabi mutlaka bu yapının içinde iyi niyetli olan maalesef çok düşük maaşlarla istismar edilerek orada yıllarını veren insanların olduğunu da görüyoruz. Bu mekanizma parayla Afrika'nın en elit tabakasını içine alıp, okul ücretlerinin falan alındığı, 3-5 bin dolarlık yardım yapıp, 3-5 milyon dolar yapılıyormuş gibi, birkaç tane küçük esnaf tarzı ticaret adamını orada tutup büyük işler yapılıyormuş gibi bir şey. Dağın fare doğurduğunu açıkçası sahada görmüş oluyoruz."