KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI SERDAR ÇAM, GÖÇÜN 60. YILINDA, ALMANYA’DA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZLA BULUŞTU. 02.11.2021
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nca (YTB) düzenlenen “Almanya Türk Diasporası’nın 60. yılı” programına katılmak üzere Berlin'i ziyaret etti.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nca (YTB) düzenlenen “Almanya Türk Diasporası’nın 60. yılı” programına katılmak üzere Almanya’ya gitti. Burada 60 yıldır önemli başarılara imza atan Almanya Türk Diasporasıyla buluşan Çam; 60 yıl önce Türklerin, Almanya’yı inşa edecek fabrikaları dolduran işçiler olduğunu bugün ise patron pozisyonuna geçtiklerini anımsatarak, “60 yılın sonunda Türkler, dünyanın en seçkin ve hürmet duyulan diaspora topluluklarından biri haline geldi” diye konuştu. Almanya ile Türkiye’nin 106 yıl önce de müttefik olduğunu ve bir arada savaşa girdiklerini anımsatan Çam; Türkiye olarak, soydaşlarının memnuniyeti ve huzuru için her türlü önlemin alınmasını talep ettiklerini ve bugün de bu tedbirlerin alındığına şahit olduklarını anlattı. Çam, “Bizim için nasıl Azerbaycan ve Özbekistan cet yurdumuz ise buradaki Türkler için de Türkiye tahminen cet yurdu haline gelecek. İnsanımızın en değerli özelliği, bulundukları ülkelere sadakatle çalışmaları ve aidiyet hissetmeleridir. Lakin asla nerden geldiğini unutmayan hoş karaktere sahiptir” diye konuştu. Türkiye ve Almanya’nın geçmişten gelen güçlü birikimlerinin, dostluklarının hatırlanması gerektiğine işaret Çam, bu birlikteliğin bozulmasına taban oluşturmak isteyenlere fırsat verilmemesini istedi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Almanya ile imzalanan İşgücü Anlaşmasının 60. yılında Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nca (YTB) düzenlenen “Almanya Türk Diasporası’nın 60. yılı” programına katılmak ve burada Almanya Türk Diasporasıyla biraraya gelmek üzere Berlin’e bir ziyaret gerçekleştirdi.
İLK DURAK BERLİN TÜRK ŞEHİTLİĞİ VE ŞEHİTLİK CAMİİ…
Bakan Yardımcısı Çam’ın Berlin’deki ilk durağı Türk-Alman dostluğunun önemli sembollerinden Berlin Türk Şehitliği ve Şehitlik Camii oldu.
Berlin’deki Müslümanlar açısından önemli bir ibadethane olan ve gayrimüslimlerin de yoğun ilgisi sayesinde etkili bir kültürel kaynaşma işlevi gören camiyi ziyaret eden Çam; daha sonra caminin yanındaki Kültür Evi’ne geçerek burada incelemelerde bulundu. Çam, inşaasına TİKA’nın destek verdiği ve Berlin’de özellikle gençlere yönelik etkinlikleriyle Türk kültür ve değerlerinin canlılığını korumasına hizmet eden merkezin faaliyetleri hakkında bilgi aldı.
BAKAN YARDIMCISI ÇAM, TÜRK STK’LAR İLE BULUŞTU
Bakan Yardımcısı Çam, Avrupa’daki Türk kimliğini ve kültürünü tüm zorluklara rağmen temsil eden STK’lar ve Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarıyla da bir araya gelerek; göçün üzerinden geçen 60 yıllık süreci, diasporanın sorunlarını ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca sağlanabilecek destekleri değerlendirdi.
“60 YILIN SONUNDA TÜRKLER, DÜNYANIN EN SEÇKİN VE HÜRMET DUYULAN DİASPORA TOPLULUKLARINDAN BİRİ HALİNE GELDİ”
Kültür Turizm Bakan Yardımcısı Çam’ın sonraki durağı ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nca, Berlin Büyükelçiliği’nde düzenlenen “Almanya Türk Diasporası’nın 60. yılı” programı oldu.
Programda konuşan Kültür Turizm Bakan Yardımcısı Çam, 60 yıl evvel Türklerin, Almanya’yı inşa edecek fabrikaları dolduran işçiler olduğunu bugün ise patron pozisyonuna geçtiklerini vurgulayarak, “60 yılın sonunda Türkler, dünyanın en seçkin ve hürmet duyulan diaspora topluluklarından biri haline geldi” diye konuştu. Çam, iki büyük ve köklü devlet olarak Türkiye ile Almanya arasında nice badireler, kader ortaklıkları yaşandığını hatırlamak gerektiğine işaret ederek, “Bu tarihsel beraberlikler hatırlanmalı ki bundan sonrası için iki devletin arasına nifak sokmaya zemin arayan odaklara fırsat verilmesin. Yaşanan veya yaşanabilecek olan sorunlarla karşılaştığımızda bugüne kadar birikimimiz olan ilişkilere, bu artılara bakmadan, yaşanan ufak ya da büyük krizleri öne çıkartarak geliştirilen bir dengesizliğin oluşturulmasına hiç kimsenin fırsat vermemesi lazım. Anılan 60 yıl inşallah 70, 80, 90 nice seneler anılacaktır; bugüne kadar neler yaptık neler başardık bunların muhakemesini yapmak için bir fırsat olduğu gibi geleceğin inşasında tasavvurunda da bir fırsattır” dedi.
Türkiye olarak, soydaşlarının memnuniyeti ve huzuru için her türlü önlemin alınmasını talep ettiklerini ve bugün de bu tedbirlerin alındığına şahit olduklarını anlatan Çam şunları söyledi:
“60 yıl önce 1. neslin gelmesinden sonra süreç evrile evrile farklı bir aşamaya gelmiş durumda. Çocukları, torunları, evlatları burada köklü bir şekilde kalmak üzere artık size emanet edilmiş, artık sizin bir parçanız olmuş durumdalar. Türkiye Cumhuriyeti olarak tek bir isteğimiz var vatandaşlarımızın ya da artık Almanya vatandaşı olmuş soydaşlarımızın mutluluğu ve huzuru noktasında gereken her türlü tedbirin alınması ki ben Almanya Devleti’nin elinden geleni yaptığına şahitlik etmekten mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. 60 yıl sonra, bizler bu dünyada olamayacağız ama, yine burada yapılacak anmanın çok daha büyük, çok daha görkemli, çok daha heyecanlı, çok daha büyük başarılı çalışmalarla dolu olmasını ümit ediyorum. Evet belki 120. yılda bütün bu süreç farklı cereyan etmiş olacak bizim vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın anayurdu Almanya olacak ve bizim için nasıl Azerbaycan, Özbekistan atayurt ise onlar için de Türkiye böyle olacak. Vatandaşlarımız olsun soydaşlarımız olsun biz Türklerin en büyük özelliğinin, kesinlikle yaşadığımız topraklara aidiyet hissetmesi, sadakatle, vefayla teslim olması ve her noktada bu toprakların çıkarlarına uygun hareket etmesiyle özel bir karakterinin olduğunu bu vesileyle hatırlatmak isterim. Ama aslını inkar etmeyen, her zaman köklerine, atalarına bağlı kalan, sadakatle, vefayla onlara sahip çıkan önemli bir karakteri de vardır insanımızın.”
Türkiye ile Almanya’nın iki müttefik, iki dost devlet olarak çok daha büyük atılımlar yapmak üzere yakın olabileceğine inandığını dile getiren Çam; “60 yıl önce buraya gelip bu ülkenin kalkınmasına, ekonomik büyümesine beraberce hizmet etmiş olan vatandaşlarımızın soylarından gelen insanlarımızın yüzü suyu hürmetine, onların Türkçe öğrenmelerine, ibadet ihtiyaçlarını gidermelerine ve sadakatla Alman Devletine hizmet etmelerine fırsat verecek daha güzel açılımları olabileceğini de belirtmek istiyorum” dedi.
BAKAN YARDIMCISI ÇAM, TRT HABER’İN KONUĞU OLDU
Berlin’de TRT Haber’e de konuk olan Çam, canlı yayında Türk toplumunun Almanya’daki 60 yıllık sürecini değerlendirdi. 30 Ekim 1961’de yapılan anlaşma ile Türkiye’nin insan gücünün Almanya’ya katkı vermesi sürecinin başladığını anlatan Çam; sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aradan geçen yıllarda çok önemli açılımlar sağlandı, pek çok köprüler kuruldu. Pek çok güzel hatıra oluştu. Bundan sonraki süreçte de gidilecek bir yolculuğun temelleri güçlü bir şekilde atıldı. 21. yüzyılda teknolojide, bilgide, birçok alanda ortak işbirlikleri, ortak açılımların sağlanmasına zemin teşkil etmiş oldu. Pek çok insanımızın gençliği, emeği, teri, göz nuru akıtılmış oldu bu süreçte. Ama hiçbiri boşa gitmedi. Hem Alman devletinin dünya çapındaki sanayi ve teknolojik olarak gelişiminde payı, imzası oldu insanımızın. Hem de Türk insanının özellikle 1980 sonrası serbest piyasa ekonomisindeki atılımlarıyla, teknolojik yatırımlarıyla ve buradaki insan gücünün tekrar dolaylı olarak iki ülke arasındaki köprü olmasıyla teknoloji olarak ticari olarak gelişimiyle birlikte büyük bir açılım sağlandı. İnşallah bu birliktelikleri, açılımları gelecek nesillere yönelik güzel bir çabanın alt yapısı olarak da görmek gerekiyor.”
Türk insanın yaşadığı topraklara önemli katma sağladığını vurgulayan Çam, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben de çeşitli vesilelerle ve babamın Hariciye’deki görevi nedeniyle bu bölgelerde zaman zaman yaşadım ve birçok hatıraya bizzat şahit oldum. Pek çok noktada ortak meseleleri, ortak tatlı günleri yaşadım ve şunu gördüm: Sonuçta bir ülkede bulunan insan varlığınız sadece kendi ana yurduna, kendi doğduğu topraklara değil yaşadığı topraklara da hizmet üretme noktasında çok ciddi katkılar veriyor. Özellikle Türk insanımızın en önemli özelliği, bulunduğu ülkeye mutlaka bir katma değer bırakma gayreti içinde olması. Vermiş olduğu çabayla, katkıyla çok büyük bir açılım da sağlayabiliyor. Bundan sonraki süreçte de inşallah bu tip açılımları birlikte göreceğiz diye düşünüyorum.”