YENİ TÜRKİYE’DE TİKA 01.01.2014

Tarihine, diline, kültürüne, medeniyetine kısacası bizi biz yapan değerlere sahip çıkan TİKA, Türkçe’nin uluslararası platformdaki yerini daha ileriye taşımak amacıyla son dönemde önemli adımlar atmıştır. Türkmenistan’dan Ukrayna’ya, Bosna’dan Somali’ye geniş bir coğrafyada dilimizin ülkemiz ile TİKA coğrafyası arasında bir gönül köprüsü olmasını desteklemekte ve dilimizi güçlendirmekteyiz. Gerek ecdadımızın ayak bastığı topraklarda, gerek dost ve akraba ülkelerde beş kıtaya kalkınma yardımları yapan bir kuruluş olarak, Balkanlarda dilimizin değerli bir Osmanlı mirası olarak kullanılmaya devam ettiğini görüyor bu mirasa sahip çıkmanın sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Uzak diyarlarda Ahıskalı kardeşimizle karşılaşıyor ve Ahıskalı Letif Dede’nin Türkiye özlemiyle “Türkiye hiç sevilmez mi? Orada dil var” seslenişine kulak veriyoruz (TİKA Dünyası Sayı:3, 2013). Türkçeyi işitmek üzere duyulan özleme şahit oluyoruz. Bütün bu geniş coğrafyada atalarımızın mirasını gördüğümüzde Türkçemize özel önem atfetmek boynumuzun borcu oluyor.

Türkçemiz kadim bir dildir. Türkçenin öğrenildiği toplumlarda dilimiz sömürüye karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturmuştur. Milletimiz uzun süre iç içe komşu olarak yaşadığı kültürlerle etkileşim içinde olmuş, zamanla dilimizi çeşitli toplumların öğrenmesinde önemli bir temel oluşturmuştur. Bu durum da kültürümüzün yaygınlaşmasını beraberinde getirmiştir. Dilimiz zaman içinde özellikle de hoşgörü medeniyetinin dili haline gelmiştir. Haliyle böylesine bir yaklaşım olduğunda dilimizin yerleştiği toplumlar, üzerinden yıllar geçse de hiçbir zaman sömürüye yol açacak herhangi bir dış etkiye izin vermemişler, sömürüye karşı Türkçenin de beraberinde getirdiği doğal bir savunma mekanizmasıyla karşı koymuşlardır.  Bunun yanında Türkçe hiçbir zaman sömürünün, istismarın ve kültürel baskının dili olmamıştır.  Kucak açıcı bir dil olmasının yanı sıra kendisini benimseyen toplumlarda da o toplumların adeta kültürünün ve medeniyetinin bekçiliğini yapmıştır.

TİKA kuruluşundan bu güne Türkçe eğitimine teknik destek sağlama hususunda birçok projeyi uygulamaya koymuş, binlerce öğrenci ülkemize gelerek dillerini geliştirmiş, yurtdışında Türkçe’nin yaygınlaşması için öğretim elemanları görevlendirmiştir. 1999 yılında başladığımız, Türkçe’nin ve Türk kültürünün geniş coğrafyalarda öğrenilmesi ve tanınmasını amaç edinen Türkoloji Projesi 2011’de iki kurum arasında imzalanan protokol ile Yunus Emre Enstitüsü’ne devredilmiştir. Yunus Emre Enstitüsü’nün devraldığı ve başarılı bir şekilde yürüttüğü bu saygın projeye TİKA olarak proje tabanlı destek vermeye devam etmekteyiz.

Türkiye’nin dış politikada artan etkinliği, dünyanın dört bir yanındaki TİKA projeleri, sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri Türk kültürü ve diline ilişkin yoğun bir ilgiyi de beraberinde getirmiştir.  Afrika ve Orta Doğu coğrafyasında Türk kültür ve diline ilgi önemli ölçüde artmış ve bu coğrafyada da projeler uygulanmaya başlanmıştır. Bu projelere örnek olarak, Sudan genelinde SUTIAD (Sudan Türk İşadamları Derneği) ile Afrika Üniversitesi işbirliğinde olmak üzere iki merkezde, Türk firmalarında çalışan yerel personel, üniversite öğretim görevlileri ve öğrencilere yönelik Türkçe eğitimin verilmesi ve bu konuda ortaya konan başarı kayda değerdir. Ayrıca Sudan Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezinde ders verecek Sudanlı öğretmenlerin yetiştirilmesi için, TİKA ve Çankırı Karatekin Üniversitesi arasında işbirliği protokolü imzalanmıştır. Bu protokol doğrultusunda Türkiye’den bölgeye gidecek akademisyenler, Sudanlı eğitimcilere mesleki eğitim teknolojileri, yeni teknikler ve yaklaşımlar konusunda dersler vermekte ve böylelikle eğitim alan Sudanlı öğretmenler, kendi öğrencilerini yetiştirerek projenin sürekliliğini sağlamaktadır.

Bunun yanında Somali’nin başkenti Mogadişu’da Türk Kültür Merkezi açılarak bu merkezde önümüzdeki dönemde Türkçe kurslar verilmesine ilişkin proje sürdürülmektedir. TİKA, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğinde 450 Somalili öğrencinin ülkemizde Türkçe öğrenmesi desteklenmiştir.

Ecdadımızın elinin ulaştığı bir diğer nokta da Libya’dır. Libya’nın Tacure ilçesinde “Evladı Osman” olarak bilinen 9 adet Türk mahallesi bulunmakta ve mahalle sakinleri kendilerini Türk kökenli olarak kabul etmektedir. Başkanlığımızca, Tacure Belediye Meclisi işbirliğinde Trablus ve Tacure bölgelerine yayın yapacak bir FM radyo istasyonu faaliyete geçirilmek üzere teknik malzemeler sağlanmış,  radyo istasyonunda görev alacak personelin eğitimi Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo-Televizyon Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde yapılmıştır. Libyalı medya heyetinin sorumlusu Lütfi Ahmet El Aziz, yaptığı açıklamada, iki ülke halkının uzun yıllara dayanan ortak bir geçmişe sahip olduğunu anımsatarak Türk kültürünü ve müziğini anlatan yayınlar yapacaklarını dile getirmiştir. Bu tabi ki fevkalade bir güzelliktir.  Böylelikle dilimiz asırlardır ecdadımızın bize miras bıraktığı insanlarla günümüze taşınarak adeta bir köprü vazifesi görmektedir.

Türkçemizin Balkan coğrafyasında kaybolmaması için de güçlü girişimlerde bulunulmaktadır. Karadağ’ın Sancak bölgesinde yer alan Rojaye, Karadağ’ın başkenti Podgoritsa ve Türklerin yaşadığı Bar şehrinde, Başkanlığımız ile Karadağ Üniversitesi Yabancı Diller Enstitüsü, Vakat ve Gayret isimli sivil toplum kuruluşları işbirliğinde Türkçe kurslar düzenlenmektedir. Ayrıca Priştine, Prizren ve Gilan şehirlerinde de kurslar verilmekte ve böylelikle Arnavut ve Boşnak nüfusun Türkçe öğrenmesi teşvik edilmektedir. Makedonya’da ise Türklerin sayısında hızlı bir azalma yaşandığından bazı bölgelerde Türkçe sınıfları kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu durumda öğrenci ve öğretmenlerin Türkçe eğitim veren okullara taşınması ihtiyacı hâsıl olmuştur. Bu nedenle 2008 yılından beri yürütülen Taşımalı Eğitim Projesi ile 6 farklı şehirde 208 öğrenci ve 9 öğretmene ulaşım desteği sağlanmıştır. TİKA olarak Bosna Hersek’te Türkoloji projesi kapsamında üniversitelerde Türk Dili ve Eğitimi bölümleri kurulmuştur. Projeyi devam ettiren Yunus Emre Enstitüsü üniversite ve okullarda Türkçe’nin yaygınlaşması için çalışmalarına devam etmekte olup bu faaliyetler sonucu bugün Türkçe çeşitli Kanton okullarında seçmeli dil olarak müfredata girmiştir.

Başkanlığımız tarafından yürütülen fiziki altyapı ve teknik destek hususlarında ise Kabil Üniversitesi ile Başkanlığımız arasında imzalanan akademik kültürel işbirliği anlaşmasına göre Türkoloji bölümünün kapasite artırımının sağlanması amacıyla 2011 yılında bir ek bina inşaatı tamamlanmıştır. Astana’daki Avrasya LevGumilev Milli Üniversitesi Türkoloji bölümünde Türk ve yerel okutman görevlendirilmiş, Arabayev Kırgız Devlet Üniversitesinin Türkoloji bölümü tefrişatı ve ekipman desteği yine Başkanlığımız tarafından sağlanmıştır. Prizren Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe bölümüne teknik malzeme konusunda destek verilmiş, T.C. Bakü Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği bünyesinde hizmet veren TÖMER’in ders kitapları Başkanlığımız tarafından temin edilmiştir. Makedonya’da ise Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi’nin Türkoloji bölümü yenilenerek bölümün eğitim için yetersiz koşulları iyileştirilmiş, öğrencilerin modern standartlarda eğitim alması için hizmete sunulmuştur.

Mısır İskenderiye Üniversitesinin Türkoloji bölümünün tadilatı yapılmış, Yemen’de bulunan Sana Üniversitesi Diller Fakültesi Türk Dili Bölümünün kullanım alanı genişletilmiş, gerekli tadilatları yapılarak Türkçe öğretmeni görevlendirilmiştir. Gazze Belediyesi Kültür Merkezi bünyesinde açılan Türkçe öğretim merkezinin de yine tadilatı yapılarak, gerekli ekipmanlar hibe edilmiştir.

Türkçemizin medya araçlarıyla daha yaygın bir şekilde kullanımını teşvik etmek amacıyla Moldova’da Gökoğuz Radyo Televizyonu ile Anasöz Gazetesine destekte bulunulmuş, Priştine’de KENT FM’e teknik ekipman sağlanmıştır.

Ayrıca sivil toplum kuruluşları ile kurulan diyalog çerçevesinde, Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY), Türk Mühendisler ve Mimarlar Birliği ile Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı işbirliğiyle Türk Dünyasında yayınlanan edebi eserlerin Türkçeye tercümesi ve Türk topluluklarına kazandırılması amacıyla Türk Devletlerinden gelen şair ve yazarlara Gazi Üniversitesi TÖMER’de Türkçe kursu verilmiş ve söz konusu kursun masrafları kurumumuz tarafından karşılanmıştır.

Yukarıda saydığımız projeler, Türkçe’nin uluslararası alanda hak ettiği yere gelmesi amacıyla yaptığımız sayısız işbirliği faaliyetlerinden sadece birkaçını oluşturmaktadır. Nitekim kadim bir dil olan Türkçemiz, yüzyıllardır kıtalararası bir gönül bağı olmuştur. Bu nedenledir ki, Türkçemizin konuşulduğu ülkelerin yanı sıra bizlerle gönül bağı olan ve Türkçemizin öğrenilmesine ilişkin son dönemde yoğun bir talep bulunan Somali’den Bosna Hersek’e, Yemen’den Ukrayna’ya kadar geniş bir coğrafyada TİKA olarak elimizden gelen her türlü yardımı yapmaya devam edeceğiz.

YENİ TÜRKİYE DERGİSİ OCAK-ŞUBAT SAYI:56